Cumhurbaşkanı Erdoğan Seçim için Tarih Verdi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada “Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda 14 Mayıs 2023’ün seçim için en uygun tarih olduğunu düşünüyoruz.

Meclis’te gereken çoğunluğun sağlanamaması halinde Cumhurbaşkanı olarak biz, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılabilmesini temin edecek bir takvimle kararımızı alıp süreci başlatacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısı sona erdi.

SEÇİM İÇİN TARİH VERİLDİ

Yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin ele alındığı toplantı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

* “Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin normal tarihi 18 Haziran 2023’tür. Bu tarihi hem Kurban Bayramı arifesine ve dolayısıyla hac dönemine hem üniversiteye hazırlanan çocuklarımızın sınav takvimine hem de ilk ve ortaöğretim okullarımızın tatiline denk gelmesi sebebiyle güncelleme ihtiyacı duyduk. Siyaset kurumu olarak milletimizin taleplerini karşılama yanında milli iradenin en yüksek katılımla ve en ideal şartlarda tecellisini sağlamakla sorumluyuz. Bu anlayışla yaptığımız kapsamlı değerlendirmeler sonunda 14 Mayıs 2023 Pazar gününün her bakımdan seçim için en uygun tarih olduğunu gördük. Anayasa’da belirtilen usullere mütenasip şekilde ülkemizi bu tarihte seçime götürmek istiyoruz.

* Bu tarih güncellemesini Anayasamıza göre beşte üç çoğunlukla Meclis’imiz yaparsa memnuniyet duyarız. Meclis’te gereken çoğunluğun sağlanamaması halinde Cumhurbaşkanı olarak biz, seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılabilmesini temin edecek bir takvimle kararımızı alıp süreci başlatacağız. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünün sevinci ve coşkusuyla bütünleşen 2023 seçimlerinin tarihinde yapmayı planladığımız güncellemenin, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

* 2023’te yapılacak seçim, yürütmenin temsilcisi cumhurbaşkanı ve yasamanın temsilcileri milletvekillerinin aynı gün belirlenmesini sağlayan yeni yönetim sisteminin ikinci seçimi olacak. Uzunca bir süredir hayata geçirme mücadelesi verdiğimiz 2023 hedefleriyle bütünleşen bu seçim dönemini ülkemiz ve milletimizin geleceği için yeni bir fırsata dönüştürmenin peşindeyiz.

* Cumhuriyetimizin kuruluşunun üzerinden geçen yaklaşık bir asır içindeki her kazanıma sahip çıkıyoruz. Vatan toprakları üzerindeki son devletimiz Cumhuriyetimizin ilk asrında yapılan her şeyi, bundan sonrasının bir hazırlığı bir girizgahı olarak kabul ediyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını sahip olduğumuz altyapı üzerinde, ülkemizi dünyanın en güçlü devletleri; milletimizi en müreffeh toplumları seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Yeni yönetim sistemimizin ilk döneminde elde ettiğimiz tecrübelerin bize işaret ettiği iyileştirmeleri de yaparak ülkemizin bu tarihi fırsatı değerlendirebilmesi için var gücümüzle çalışacağız.

“ÇÖZMEMİZ GEREKEN SIKINTILARIMIZ, AZALTMAMIZ GEREKEN YÜKLERİMİZ VAR”

* Küresel siyaset ve ekonomi düzeninin, her gün bir yenisi ortaya çıkan krizlerle derinden sarsıldığı bir dönemden geçiliyor. Bu kritik süreçte ülkemizin her alanda kendi vizyonuna sahip olması, kendi programlarını uygulamaya koyması, kendi hedefleri doğrultusunda yol yürümesi hayati öneme sahiptir. Geçmişte, başlatılan her kalkınma atılımının önü, darbeden teröre nice engellerle kesilen ülkemiz, artık kendi özgün politikaları ve eylemleriyle geleceğe yürüme dirayetine kavuştu.

* Güven ve istikrar ikliminin ülkemize sadece 20 yılda nasıl asırlık kazanımlar sağladığını hep birlikte yaşadık, gördük. Elbette Türkiye’nin bu güçlü ve kararlı duruşunu kabul etmek istemeyenler vardır, olacaktır. Yıllarca bu ülkenin ve milletin adeta iliğini sömürerek kendi refahı ve güvenlik düzenlerini sürdürenler kolay kolay pes etmeyecektir. Eser ve hizmet altyapısı sağlam, siyasi iradesi kendi elinde, askeri ve teknolojik imkanları artan Türkiye’yi kabullenmeye yanaşmayanlar sonuna kadar direnecektir. Ama biz bugüne kadar verdiğimiz mücadeleyle kimsenin ne dediğine, ne istediğine, neyi dayattığına bakmadan istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkabileceğimizi cümle aleme ispatladık. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği sayesinde üstesinden geldiğimiz her mücadeleyle geleceğimize daha bir başka güvenle bakmayı başardık. Geçmişte kendi krizleri içinde boğulup kalan ülkemizden, küresel krizleri fırsata dönüştürebilen Türkiye günlerine geldik. Bizi kendi sorunlarımızın altında ezmek için kullanılan araçları ya tamamen etkisiz hale getirdik ya da sınırlarımızın dışına attık.

* Güvenliğimiz, terör örgütlerinin tehditlerini bertaraf ederek, bölgesel çatışmalara karşı korunaklı hale gelerek, istikrarımıza destek olacak seviyeye yükseldi. Ekonomimiz, küresel emperyalistlerin hırslarının ürünü operasyonlara rağmen yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatıyla dünyanın takdirini kazanan bir yere geldi. Altyapımız eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, tarımdan sanayiye, her alanda vizyonlarımızı destekleyecek yaygınlığa ve etkinliğe kavuştu. Diplomasimiz, bölgemizde ve dünyada yaşanan her türlü gerilimi, çatışmayı, insani krizi hakkaniyet ve barış zemininde yönetecek bir itibara sahip oldu. Hiç şüphesiz hâlâ çözmemiz gereken sıkıntılarımız, azaltmamız gereken yüklerimiz, aşmamız gereken handikaplarımız var. Ama hamdolsun potansiyelimiz ve imkanlarımız hepsinin de üstesinden gelmeye yeterlidir. Ülkemiz 2023 seçimlerine işte böyle bir fotoğrafla gitmektedir.

* Artık gençlerimizin, çocuklarımızın çağının misafirleri olduğumuzun bilinciyle ülkemize 20 yıldır verdiğimiz hizmetleri, Türkiye Yüzyılı’nın inşasıyla taçlandırmak istiyoruz. Maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşı olarak gördüğümüz bu atılımı da tamamladığımızda tarihe ve milletimize karşı sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmiş olmanın huzuruna kavuşacağız. İşte bu anlayışla Türkiye Yüzyılı’nı herhangi bir siyasi program değil, ülkemizin milli vizyonu olarak sizlerin takdirine sunuyoruz.

PUTIN VE ZELENSKIY İLE GÖRÜŞMELER

* Geçen pazartesi yakın tarihin abide mücadele insanlarından merhum Şule Yüksel Şenler adına kurulan vakfın hizmet binasını Eyüp Sultan’da hizmete açtık, aynı gün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gündemdeki meseleleri değerlendirdiğimiz bir telefon görüşmesinde bulunduk. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ı salı günü kabul ettik, Meclis’teki grup konuşmamızda savunma sanayisine yönelik saldırılar başta olmak üzere ülke gündemine ilişkin kanaatlerimizi kamuoyuyla paylaştık. Amasya Badal Tüneli ve bağlantı yollarının perşembe günü düzenlenen açılış törenine canlı bağlantıyla katıldık.

* Roman vatandaşlarla aynı günün akşamında ‘Yüzyılın romanını birlikte yazıyoruz’ diyerek çok coşkulu, renkli, hasbi bir buluşma gerçekleştirdik. Bayağı coşkuluydu, heyecan doluydu. Romanlarla yüzyılın romanını yazmak öyle herkesin karı değil. Çocukluk yıllarından beri yakın dostluğumun bulunduğu Roman kardeşlerime bizi her zamanki gibi samimiyetle bağırlarına bastıkları için teşekkür ediyorum.

* Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile cuma günü telefon görüşmesi yaptık. Cumartesi günü toplu açılış töreni, gençlik programı ve ekonomiye değer katanlar ödülleriyle Bursa’da her bakımdan verimli bir gün geçirdik. Bursalılara, muhabbet ve coşkuyla bizi ağırladığı için teşekkür ederim. Emniyetten resmi rakamı istedim. Katılanların sayısının 120 bini bulduğunu emniyet teşkilatı bizlere söyledi. Ardından gençlerle çok heyecan, coşku dolu bir akşam geçirdik.

“PARİS’TEKİ METRONUN ÇATISI AKIYOR”

* İstanbul’da şehrin ulaşım sistemine çok büyük katkı sağlayacak Kağıthane’den İstanbul Havalimanı’na ulaşımı fevkalade kolay, hızlı ve konforlu hale getirecek projenin açılış törenini dün yaptık. Paris’te bile yok ha. Paris’teki metronun çatısı akıyor. Paris’e gitmeyenler tabii, neyin, nerede, ne olduğundan haberi yok. Bizim metromuzun her şeyi dört dörtlük. ‘Bunun kaptanı yok mu’ diye soruyor. Bilmiyor ki biz şu ana kadar 10 tane bu şekilde kaptansız metro yaptık. Haberleri yok. Bizim fiilimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Biz boğazın altından metroyu geçirdiğimiz zaman kimin aklı eriyordu bu işe. Boğazın altından metro geçecek. Bunu biz başardık. Aynı şekilde Avrasya Tüneli’ni yine boğazın altından geçirdiğimizde ‘Olmaz ya’ diyorlardı. Oldu. Geçmişinizden bu yana kaç tane köprü yaptınız? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Osman Gazi Köprüsü’nü yaptık.

* 18 Mart Çanakkale Köprüsü işin finali. Dünyada ilk üç içerisinde yer alan bir köprü. Düşünün ki biz Çanakkale’de yani Gelibolu-Eceabat arasında bazen 24 saat beklemek zorunda kalırdık, deniz yapar, geçemezsin. Bekle, bekle geçemezsin. Ama şimdi 6 dakikada köprüden karşıdan karşıya geçiyorsun. İşte medeni ve modern olmak budur. AK Parti iktidarı, Cumhur İttifakı bunları başardı. Bunu göreceksin. Belki onlar bu köprülerden geçmiyordur ha. O da olabilir. Biz yaptığımız için geçmeyebilir. Düşünün Şanlıurfa ile Adıyaman arasında Nissibi Köprüsü var, Bay Kemal biliyor musun? Oradan da bir geçiver. Mimarisi bambaşka, öyle bir güzellikte. Ama bunları AK Parti iktidarı yapmıştır.

* Kağıthane-Göktürk-İstanbul Havalimanı metro hattı 34 kilometre uzunluğa sahip. Her bakımdan yerli ve milli bir teknoloji ürünü. İstanbul’umuza yakışan bir eser. Hepsinden öte bu eserimizle artık otobüstü, şuydu, buydu beklemeye gerek yok. Kağıthane’den İstanbul Havalimanına 24 dakikada ulaşıyorsunuz. Böyle bir güzelliğe de İstanbul’umuz kavuştu. Kağıthane-İstanbul Havalimanı metro hattı, İstanbul ve ülkeye hayırlı olmasını diliyorum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile emeği geçenleri tebrik ederim.

* Yarın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ödül törenine katılacağız, çarşamba günü Milli Güvenlik Kurulu toplantısına başkanlık edeceğiz, cuma günü Bilecik’e ve cumartesi günü Denizli’ye gideceğiz. Pek çok yurt içi ve yurt dışı gündemle ilgili toplantılar, görüşmeler ve temaslarımız olacak. Bu çerçevede yakından takip ettiğimiz hususlardan biri, buraya hassasiyetle girmem lazım, tabii bütün bu toplantılarımızın en önemli yanı gençlerimizle yaptığımız görüşmeler ve hanım kardeşlerimizle yaptığımız görüşmeler.

“İNSANLARIN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNE SAYGI DUYAN HERKESE YAPILMIŞ BİR HAKARETTİR”

* Ama şu anda üzerinde hassasiyetle durmam gereken konu, İsveç’in NATO üyeliği başvurusuyla başlayan ve bir esfeli safilinin, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim mushafını yakmasına kadar varan hadiselerdir. İslam dini, Hazreti Muhammed’in vasıtasıyla ilk müjdelendiği günden beri Ebu Cehil’in sembolü olan pek çok husumetin, saldırının, alçaklığın hedefi oldu. Buna karşılık Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’i kendisinin indirdiğini ve kendisinin koruyacağını kitabında açıkça hüküm altına almıştır. Müslümanlar olarak bize düşen görev, Rabbimizin koruması altındaki bu kutsal kitabımıza layık olduğu hürmeti göstermek, onun emirlerine uygun bir hayat sürmeye gayret etmektir. Her şey gibi İslam’la müşerref olarak Kur’an-ı Kerim’in aydınlığına kavuşmak da bir nasip işidir.

* Modern demokrasilerde insan hak ve özgürlüklerinin çok basit bir tanımı var. Demokrasinin bel kemiğini teşkil eden bireyin hak ve özgürlüklerinin sınırı, diğer insanların hak ve özgürlüklerinin başladığı yere kadardır. Bu anlayışa göre hiçbir birey ne Müslümanların ne de diğer din ve inanç mensuplarının kutsallarını aşağılama veya taciz etme hakkına, hele hele bu yönde eylemde bulunma özgürlüğüne sahip değildir. Nefret ve ayrımcılık suçu olarak ağır yaptırımlara tabi bu ilke, bizce de yerinde bir yaklaşımdır. Dolayısıyla İsveç’teki çirkin eylem en başta Müslümanlar olmak üzere insanların temel hak ve özgürlüklerine saygı duyan herkese yapılmış bir hakarettir.

* Kur’an-ı Kerim’e yönelik bu alçak saldırının Türkiye Büyükelçiliği önünde gerçekleşmesi ise konuyu bizim açımızdan hem dini hem milli bir mesele haline dönüştürüyor. Haçlı Seferleri’nden beri Avrupa’da İslam ile Türk kavramının eş tutulduğunu biliyor, bundan da milletçe iftihar ediyoruz. Üstelik bu zihniyet uzunca bir süredir eli kanlı terör örgütlerine kucak açmayı da demokrasi kılıfıyla meşrulaştırmaya çalışıyor.

“İHANET, EDEPSİZLİK, ALÇAKLIK, ADİLİK, NAMUSSUZLUK”

* Milyarlarca Müslümanın inancıyla birlikte 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının manevi şahsiyetine de saldıran bu zihniyetin son eylemi, asırlardır bir arpa boyu yol alınamadığının işaretidir. Rabbimizin koruması altındaki Kur’an-ı Kerim, bir haçlı artığının onun nüshasını yakmasıyla asla zarar görmez ama bu sapkınlığı teşvik edenler veya göz yumanlar hiç şüphesiz sonuçlarını da hesap etmişlerdir. Kalkacaksın, senin güvenlik güçlerin, polisin vesaire onların koruması altında bu ihaneti, bu edepsizliği, bu alçaklığı, bu adiliği, bu namussuzluğu yapacak, onların korumasıyla da orada ‘Hah bak, işte biz Müslümanlara ne yaptık?’ diyecekler. Ülkemizin büyükelçiliği önünde böyle bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenlerin NATO’ya üyelik başvuruları konusunda artık bizden herhangi bir hayırhahlık bekleyemeyecekleri açıktır. Kusura bakmasınlar. Başta söyledik, terör örgütlerine caddelerinizde, sokaklarınızda her yerde cirit attıracaksınız, ondan sonra da bizden NATO’ya girme konusunda destek bekleyeceksiniz. Yok böyle bir şey, böyle bir desteği bizden beklemeyin.

* Madem terör örgütleri mensuplarını ve İslam düşmanlarını bu kadar seviyorsunuz, savunuyorsunuz, koruyorsunuz, öyleyse kendilerine ülkelerinin savunmalarını da onlara havale etmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. Biz bir şeyi söylediğimiz zaman dürüst söyleriz, birileri de bize namussuzluk yaptığı zaman, alçaklık yaptığı zaman onlara da haddini bildiririz. İsveç yönetiminin bizlere kalkıp hak ve özgürlükten hiç bahsetmesine gerek yok. Eğer hak ve özgürlüklere bu kadar saygılıysanız önce Türkiye Cumhuriyeti’nin veyahut Müslümanların dini inancına saygı göstereceksiniz. Eğer bu saygıyı göstermiyorsanız, kusura bakmayın bizden de NATO konusunda herhangi bir destek göremeyeceksiniz.

ENFLASYON MESAJI

* Geçtiğimiz yılı şehirlerin tamamına ve sektörün tümüne yayılan yatırımlarıyla, iş gücüne katılımdaki fevkalade artışa rağmen 31,6 milyonu bulan istihdamıyla, yılın ilk 3 çeyreğinde yakaladığımız yüzde 6,2 oranındaki büyümeyle, tarihi bir rekor olan 254,2 milyar dolara ulaşan ihracatıyla, orta vadeli programda yüzde 3,4 olarak öngörülen bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 1’e kadar gerilemesiyle, yıllar sonra tekrar fazla veren faiz dışı bütçe gerçekleşmesiyle, velhasıl hemen tüm başlıklardaki başarı hikayeleriyle tamamladık. En büyük sıkıntı olan enflasyonu yüzde 64’e düşürdük. İnşallah enflasyonun önümüzdeki ayla hızla yüzde 50’li, yüzde 40’lı, yüzde 30’lu oranlara indiğini de göreceğiz.”

Kaynak : Sozcu

Total
0
Shares
Related Posts